Deniz okula gitmek için çantasını hazırlamış, son bir kez kendine aynada bakıp kapıya doğru yol almıştı. Fakat tam kapının önüne geldiğine bir şey fark etti, dışarı çıkmadan önce takmak zorunda olduğu ağır mı ağır oksijen tüpünü takmayı unutmuştu. Tabii daha 3 hafta önce takmaya başladığı oksijen tüpünü takmayı unutması pek de şaşırılacak bir durum değildi. Tam 1,5 ay önce 21.11.2106 tarihinde Hindistan'ı büyük kara bir bulut kapladı. İnsanlar başta bu bulutu alışageldik bir sis bulutu sandılar fakat hayır bu bir sis bulutu değildi. Masummuş gibi görünen fakat kısa sürede Hindistan'ın faklı bölgelerinde milyonlarca insanın solunum yetmezliğinden öldüğü iğrenç bir kirli hava bulutuydu. Bu olay uluslararası düzeyde duyulunca pek çok ülke fabrikalara geçici süreliğine çalışmama yasağı getirdi çünkü bilim insanlarının dediğine göre bu kirli hava bulutlarının en büyük sebebi fabrikalardan çıkan kirli havaydı ve bilim insanlarının uyarılarına göre insanlar dışarı çıkacakları zaman mutlaka oksijen tüpleriyle çıkmalıydı hatta kronik hastalığı olanların bu riskli durum geçene kadar hiç dışarı çıkmaması bile söylendi. Çok şanslılardı ki tanesi 10.000 TL den başlayan oksijen tüplerini alabilmişti Deniz'in ailesi. Fakat ne yazık ki parası oksijen tüpü almaya yetmeyen insanlar da azımsanacak derecede değildi. Oksijen tüpü takmayan insanlara kısa sürede solunum yetmezliği veya akciğer kanseri gibi tehşisler konuluyor, maddi durumu biraz iyi olanların tedavi şansı oluyor fakat maddiyatı kötü olan insanlar ölüme terk ediliyordu. Deniz, annesin kendisine "Okula geç kalıyorsun hadisene!" demesi üzerine irkildi, somurtan bir yüz ifadesiyle oksijen tüpünü taktı ve evden çıkıp her zamanki sıkıcı okul yolunu yürümeye başladı.